6 Mayıs 2009 Çarşamba

ETHERNET

Modülasyon; Bir bilgi yığınının ifade edilmesine denir. Demodülasyon bunun tam tersi.



Burada A veriyi ortama bırakır. D de alır. Bu Ethernet yapısına CSMA/CU denir.

CS(carrier sase; taşıyıcı algılama)= Bilgiyi gönderecek bilgisayar yolun boş olup olmadığına bakar, eğer yol boşsa bilgi yığınını tşıyıcıya bırakır.

MA (multiple Access ; çoklu erişim)= Bilgi bütün bilgisayarlara gelir ve gönderilen hangisiyse o alır, bir üst katmana çıkarır.
Eğer aynı anda iki bilgisayara yola bakarsa ve yol boşsa ikisi de aynı anda veri gönderir, bu durumda çakışma olur ve veri bozulur. Bu duruma CD (collision detectron; çakışma saptaması) denir. Çalışmanın olduğu durumlarda verileri gönderen bilgisayarlar rastgele sayılar tutarlar. Böylece veriyi farklı sayı tuttuklarında sağlıklı bir şekilde iletirler.
ITU-R; Radyo iletimi

ITU-T;Telekomünikasyon
ITU-D; Geliştirme
IEEE;802 komitesi yerel alan ağlarıyla ilgili standartları belirler.

802.1= Yerel alan ağlarının mimarisi

802.2= Mantıksal bağ kontrolü. Ethernet'in alt katmanı.LLC

802.3= Ethernet standardı
802.4= Jeton yolu

802.5= Jeton halkası

802.6= Çift önbellekleşmeli çift yol
802.7= Geniş bant teknolojileriyle ilgili tavsiye niteliğinde doküman yayınları
802.8= Fiberoptik teknolojileriyle ilgili
802.9= İsekron, gerçek zamanlı haberleşme için kullanılan bir ağ modeli.

802.10= Sanal ağlar ve güvenlikleri
802.11= Yerel alan ağları
802.12= Tam zamanlı öncelik

802.13= Yok
802.14= Kablo modemler bu komite işlevini sonradan kaybetti.

802.15= Kişisel alan ağları. BLuetooth ve zigbee'yi bunlar tanımlar.

ZigBee; Bir pille 2,3 ay kadar haberleşecek enerji sağlıyor. Çok az enerji harcayan bant genişliği fazla olan bir teknoloji.
802.16= Geniş bant kablosuz iletim. Çok fazla sayıda kullanıcıya hizmet veriyor. Bant genişlikleri fazla. Geniş bölgede bağlantı kurabiliyor.

802.17= Paket halkaları


Bükülü çiftler 6 kategoride ifade ediliyor. Direnç değerleri, tanımlanan standartları arsında fark yoktur, ancak bükümlerinde farklılıklar vardır. Mesela kategori 3 de bükümler daha seyrekken 5 de daha sıktır. Ne kadar sık olursa o kadar hızlı olur. Kablonun uzunluğu daha çok artar.
Ethernet 2 katmandan oluşur. LLC ve MAC.
LLC; daha çok 1. Ve 2. Katmanın ilişkilerinden sorumlu. Verilerin elektriksel boyutuyla ilgilenir.

MAC; 2. Katmanın üst katmanı sayılır. Gelen verinin iletiminden sorumludur. Verinin mantıksal boyutuyla ilgilidir. Her Ethernet ucunun bir adresi vardır. Bu numara 48 bitlik bir sayıdır. Bir ağda bir makineye ait tek yani unik olması beklenir. (unik; aynı numaraya ait bilgisayar olamz.)

İki Ethernet ucuna sahip noktanın aynı numaraya ait olması beklenmez. Bu numaranın ilk üç byte numarasını "IO" veriyor yani ilk 3'ü üretici numarası. Geriye kalan 3 byte numara da seri numarasıdar, yani donanım üreticisi veriyor.

E-Okul







Bunları biliyormuydunuz?

-Dünyada her dakika iki tane düşük şiddette deprem olmaktadır.
-Hindistan'daki yıllık doğum sayısı, Avustralya'nın toplam nüfusundan fazladır.
-Rusya'nın dörtte biri ormanlarla kaplıdır.
-Tarih boyunca yeryüzünde bulunan altın 200 kat daha fazlası okyanuslarda bulunmaktadır.
-Köpeklerin ter bezleri ayaklarındadır.
-Yazar Rudyard Kipling sadece siyah mürekkep kullanırdı.
-Mickey Mouse'dan önce en meşhur çizgi film kahramanı Felix The Cat'di.
-Larry Hagman (JR.)Dallas dizisinin setinde hiç kimsenin sigara içmesine izin vermezdi.
-Salatalığın yüzde 96'sı sudur.
-Bir kilo limonda bir kilo çilekten daha fazla şeker vardır.
-Peru'da hiç umumi tuvalet yoktur.
-Timsahlar renk körüdür.
-Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.
-Tarantulalar iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirler.
-Havuca rengini karoten verir.
-İnciler sirkede erir.
-Venüs saat yönünde dönen tek gezegendir.
-İnternetin yıllık büyüme yüzdesi 314.000'dir.
-Rodin'in ünlü 'Düşünen Adam' heykeli aslında İtalyan şair Dante'nin portresidir.
-En fazla asfaltlı yola sahip ülke Fransa'dır.
-Sihirli sözcük 'abrakadabra' ilk olarak yüksek ateşli hastaların ateşlerini düşürmek için söylenmişti.
-Marilyn Monroe'nun altı ayak parmağı vardı.
-Albert Einstein dokuz yaşına kadar düzgün konuşamamıştı.
-Her iki taraf da kan bağışında bulunursa, Paraguay'da düello yapmak yasaldır.
-Eiffel Kulesi'nin tepesine çıkana kadar 1792 basamak vardır
-Sümüklüböceklerin dört tane burnu vardır.
-Elektrikli sandalye İsac Edison tarafından icat edilmiştir.
-Bugüne kadar bilinen en ağır böbrek taşı 1.36 kg.
-Hapşırdığımız zaman, kalbimiz de dahil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarımız bir an için durur...
-Külot giymediği için, Donald Duck'in çizgi filimlerinin Finlandiya'da oynatılması yasaktır...
-Mexico City her sene 25cm. kadar batıyor...
-Çocuklar baharda daha fazla büyüyor.
-Bir devekuşunun gözü beyninden büyüktür.
-İnek sütünün pH değeri 6'dır.
-Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir
-Dalmaçyalılar gut olmayan tek köpek cinsidir.
-Değerli taşların çoğu birkaç elementten oluşur, sadece pırlanta tamamen karbondan oluşur.
-Bukalemunların dilleri, vücutlarından iki kat daha uzundur.
-Global ısınma yüzünden yükselen deniz seviyesi 2050 yılında Shangai ve deniz kıyısındaki diğer Çin şehirlerinde büyük sellere neden olacak. Bu sellerde 76 milyon kişi evsiz kalacak.
-Kereviz yerken harcanan kalori, kerevizin içindeki kaloriden daha fazladır.
-Hipopotamlar insandan daha hızlı koşarlar.
-İnsan elinde, en yavaş uzayan tırnak baş parmağınki, en hızlı uzayan tırnak ise orta parmağınkidir.
-Hawaii alfabesinde sadece 12 harf bulunmaktadır.
-Güney Kore başkenti Seul, Kore dilinde "başkent" anlamına gelmektedir.
-Kanada, Kızılderili dilinde "büyük köy" anlamına gelmektedir.
-İngilizcedeki Wendy ismi, Peter Pan hikayesinde kullanılmak üzere uydurulmuştur.
-Sahra Çölündeki Tidikelt kasabasına on yıl boyunca hiç yağmur yağmamıştır.
-Mumyaların ayak parmakları tek tek sarılarak mumyalanmıştır.
-Dünyadaki ilk telefon rehberinde sadece elli isim yer almıştı.1878 yılının şubat ayında Connecticut New Haven'da yayımlanmıştı.
-Yataktan düşerek ölme olasılığı iki milyonda birdir.
-Hindistan'da oyun kağıtları yuvarlaktır

BAĞIMLILIK












29 Nisan 2009 Çarşamba

280 milyon yıllık fosil

Gümüşhane’de kayaçlar üzerine araştırma yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Raif Kandemir, trilobit (bir tür deniz canlısı) fosili buldu.

Kandemir, yaptığı açıklamada, kireç taşlarının çökelme özellikleri üzerine araştırma yaptığını ve Prof. Dr. Şenol Çapkınoğlu’nun yönlendirmesiyle Gümüşhane’nin Çatalçeşme köyü ile Demirözü ilçesini bağlayan karayolu üzerinde bu çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.

Kireç taşları için örnek alırken, bir kayanın içinde tesadüfen trilobit fosili parçası bulduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Kandemir, şöyle devam etti:

”Fosil, trilobitin kuyruk kısmına ait. Trilobitler birinci jeolojik zaman anlamına gelen paleozoyik dönemde yaşamış, deniz canlılarıdır. Bulduğumuz fosil, paleozoyik dönemin 280 ile 310 milyon yıl arasındaki periyoduna ait diye düşünüyoruz. Aslında fosili bulduğumuz çökel kayalara, Akdeniz Bölgesi’nde Toroslar civarında daha çok rastlanır. Bu bölgelerde, jeolojik zamanlarda okyanus vardı. Çeşitli volkanik patlamalar ve depremler sonucu, coğrafi şekillerin oluşmaya başladığı dönemde suların çekilmesiyle burada kalan okyanusa ait canlılar fosilleşerek günümüze kadar gelmiştir.”

Yrd. Doç. Dr. Kandemir, buldukları trilobit fosilini, bu canlılar üzerine araştırma yapan Fransız bilim adamı Rudy Lerosey Aubril’e bildirdiklerini, Aubril’in Türkiye’de ilk olan fosile oldukça ilgi gösterdiğini söyledi.

Bulgularını, Türkiye’deki jeoloji çevresiyle paylaşmaya hazırlandıklarını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Kandemir, ”Artık uluslararası alanda trilobitlerle ilgili herhangi bir çalışma yapıldığı taktirde, Türkiye de bu çalışma alanının içinde olacak. Biz de Adana’nın Turfanbeyli ilçesi civarında araştırmalarımızı sürdüreceğiz” diye konuştu.

SİSTEM GÜVENLİĞİ

Virüs

Bilgisayar virüsleri, bilgisayarın çalışmasını engelleyecek, verileri kaydedecek, bozacak veya silecek ya da kendilerini Internet üzerinden diğer bilgisayarlara yayarak yavaşlamalara veya başka sorunlara neden olacak şekilde tasarlanmış yazılım programlarıdır.

Dosya virüsleri

Dosya virüsleri, asalak ya da yürütülebilir virüsler olarak da bilinen ve kendilerini yürütülebilir dosyalara (sürücü ya da sıkıştırılmış dosyalara) tutturan ve konak program çalıştırıldığında etkinleşen kod parçaçıklarıdır. Etkinleştikten sonra , virüs kendini diğer program dosyalarına tutturarak yayılabilir ve programlandığı şekilde kötü niyetli faaliyet gösterebilir. Birçok dosya virüsü kendilerini sistem hafızasına yükleyip sürücüdeki diğer programları araştırarak yayılır. Bulduğu programların kodlarını virüsü içerecek ve gelecek sefer program çalıştığında virüsü de etkinleştirecek şekilde değiştirir. Virüs tüm sisteme ya da bulaştığı programı ortak kullanan sistemlerin tüm alanlarına yayılana dek defalarca bunu yapar. Yayılmalarının yanı sıra bu virüsler hemen ya da bir tetikleyici vasıtasıyla etkinleşen tahrip edici bir tür bileşeni bünyelerinde barındırırlar. Tetikleyici özel bir tarih , virüsün belirli bir kopyalama sayısına ulaşması ya da önemsiz herhangi bir şey olabilir. Randex, Meve and MrKlunky dosya virüslerine verilebilecek birkaç örnektir.

Önyükleme sektörü virüsleri

Önyükleme sektörü sabit diske ait tüm bilgilerin saklandığı ve bir program vasıtası ile işletim sisteminin başlatılmasını sağlayan yerdir. Virüs , her açılışta hafızaya yüklenmeyi garantilemek amacıyla kodlarını önyükleme sektörüne yerleştirir. Bu , belki de , günümüzde sayıca azalmalarının da nedeni olmuştur. Programların disketler ile bir bilgisayardan diğerine taşındığı dönemlerde önyükleme virüsleri büyük bir hızla yayılıyordu .Ancak CD-ROM devrinin başlamasıyla , CD-ROM içerisindeki bilgilerin değiştilemez ve kod eklenemez olmasından ötürü, bu tür virüslerin yayılımı durdu. Önyükleme virüsleri hala var olsa da yeni çağ zararlı yazılımlarına nispeten çok nadirler. Yaygın olmamalarının diğer bir sebebi ise işletim sistemlerinin artık önyükleme sektörlerini koruma altına almasıdır. Polyboot.B ve AntiEXE önyükleme virüslerine örnektirler.

Çok parçalı virüsler

Çok parçalı virüsler önyükleme sektörü ve dosya virüslerinin birleşimidir. Bu virüsler CD/DVD ya da disket gibi virüsle enfekte olmuş ortamlar ile gelir ve hafızaya yerleşirler. Akabinde sabit diskin önyükleme sektörüne taşınırlar. Sektörden de sabit diskteki yürütülebilir dosyalara (.exe) bulaşır ve tüm sistem boyunca yayılırlar. Günümüzde çokparçalı virüsler pek bulunmamakta, fakat en parlak çağlarında, farklı bulaşma tekniklerini birleştirmelerinin sağladığı kabiliyetler büyük problemlere neden olmaktaydı. En bilinen çok parçalı virüs Ywinz'dir.

Makro virüsler

Makro virüsler, makrolar içeren çeşitli program ya da uygulamalarca yaratılmış dosyalara bulaşan virüslerdir. Microsoft Office programınca yaratılan Word belgeleri, Excel elektronik çizelgeleri, PowerPoint sunumları, Access veritabanları, Corel Draw, AmiPro uygulamalarınca yaratılmış dosyalar vs. etkilenen dosya tipleri arasındadır. Makro virüsler işletim sisteminin değil ait olduğu uygulamanın dilinde yazıldığından platform bağımsızdırlar ve uygulamayı çalıştırabilen tüm işletim sistemleri (Windows, Mac vb.) arasında da yayılabilirler. Uygulamalardaki makro dillerinin süreki artan kabiliyetleri ve ağlar üzerinde yayılma olasılıkları bu türden virüsleri büyük tehdit haline getirmektedir. İlk makro virüsü Microsoft Word için yazılmış ve 1995 Ağustos'unda tespit edilmişti.Bugun binlerce makro virüsü bulunmakta. Relax, Melissa.A ve Bablas makro virüs örnekleridir.Çoğalma bakımından worm(solucan)lara benzerler ama işlev yönünden farklılık gösterirler.

Ağ virüsleri

Ağ virüsleri, yerel ağlarda ve hatta İnternet üzerinde hızla yayılmak konusunda çok beceriklidir. Genelde paylaşılan kaynaklar, paylaşılan sürücüler ya da klasörler üzerinden yayılırlar. Bir kez yeni bir sisteme bulaştıklarında, ağ üzerindeki potansiyel hedefleri araştırarak saldırıya açık sistemleri belirlemeye çalışırlar. Savunmasız sistemi bulduklarında ağ virüsü sisteme bulaşır ve benzer şekilde tüm ağa yayılmaya çalışırlar. Nimda ve SQLSlammer kötü nam salmış ağ virüslerindendir.

Eşlik virüsleri

Eşlik virüsleri , konak dosyalarına tutunmuş değillerdir ancak MS-DOS'u suistimal edebilirler. Bir eşlik virüsü geçerli .EXE (uygulama ) dosyalarına ait isimleri kullanan genelde .COM nadiren .EXD uzantılı yeni dosyalar yaratmaktadır. Eğer kullanıcı belirli bir programı çalıştırmak için komut konsoluna sadece programın ismini yazıp .EXE uzantısını yazmayı unutursa DOS, ismi ve uzantıları aynı olan dosyalardan uzantısı sözlükte önde görünen dosyanın çalıştırılmak istendiğini varsayıp virüsü yürütecektir. Örneğin kullanıcı dosya adı.COM (virüs dosyası) ve dosya adı.EXE (yürütme dosyası) adlı iki dosyaya sahip olsun ve komut satırına sadece dosya adı yazmış bulunsun. Uzantılar incelendiğinde sonuç olarak dosya adı.com yani virüs dosyası yürütülecektir. Virüs yayılacak ve atanmış diğer görevleri yaptıktan sonra kendisiyle aynı isime sahip .exe dosyasını çalıştıracaktır. Böylece kullanıcı büyük ihtimalle virüsün ayırdına varamayacaktır. Bazı eşlik virüslerinin Windows 95 altında ve Windows NT'deki DOS öykünücüleri üzerinde çalışabildiği bilinmektedir. Yol eşlik virüsleri geçerli sistem dosyaları ile aynı ada sahip dosyalar oluşturur ve dizin yolu içinde bulunan eski virüsleri yenileri ile değiştirir. Bu virüsler MS-DOS komut istemini kullanmayan Windows XP'nin kullanıma sunulması ile giderek seyrekleşmişlerdir.

Truva Atları

Truva atları ilgi çekici görünen ama aslında aldatmaya yönelik zararlı dosyalardır. Sistemde var olan dosyalara kod eklemektense ekran koruyucu yüklemek, emaillerde resim göstermek gibi bir işle iştigal oldukları izlenimi uyandırırlar. Ancak, aslında arka planda dosya silmek gibi zararlı etkinlikler gerçekleştirmektedirler. Truva atları bilgisayar korsanlarının bilgisayarınızdaki kişisel ve gizli bilgilerinize ulaşmalarına imkân tanıyan gizli kapılar da yaratırlar.

Truva atları aslında sanılanın aksine virüs değillerdir çünkü kendilerini çoğaltamazlar. Bir Truva atının yayılması için saklı bulunduğu email eklentisinin açılması ya da Truva atını içerir dosyanın internet üzerinden bilgisayara indirilip yürütülmesi gerekir.

Hizmeti engelleme saldırısı Truva atları

Hizmeti engelleme saldırısı (Denial of service attacks) Truva atlarının dayandığı temel düşünce kurbanın bilgisayarındaki İnternet trafiğini bir web sitesine ulaşmasını veya dosya indirmesini engelleyecek şekilde arttırmaktır. Hizmeti Engelleme Saldırısı Truva atlarının bir başka versiyonu mail-bombası Truva atlarıdır ki ana amaçları mümkün olabildiğince çok makineye bulaşmak ve belirli email adreslerine aynı anda filtrelenmeleri münkün olmayan çeşitli nesneler ve içerikler ile saldırmaktır.

Vekil sunucu Truva atları

Bu türden Truva atları kurbanın bilgisayarını vekil sunuculara çevirir. Bu yolla, kurban bilgisayarı riskli internet servislerine anonim ulaşım için kullanılmak üzere tüm dünyanın erişimine açıktır. Saldırgan kurban bilgisayarını kullanarak alan adı kaydı yapabilir, yetişkin içerikli sitelere çalıntı kredi kartları ile erişebilir ve kanunsuz birçok işi iz bırakmadan gerçekleştirebilir.

FTP Truva Atları

Bu tür Truva atları en basit ve artık modası geçmiş Truva atlarıdır. Yaptıkları tek şey FTP transferleri için kullanılan 21. portu açmak ve herkesin bilgisayarınıza bağlanabilmesine imkân tanımaktır. Bu türün yeni versiyonları sadece saldırganın sisteminize ulaşmasını sağlayan parola korumalı yapıdadırlar. Aslına bakarsanız Trojan'ın modası geçmiş virüs olmasına karşılık halen kullanımı yaygındır.Bu tür virüsler sizin sisteminize girmeleriyle kalmaz gerekli bilgilerinizi çalabilirler,kredi kartı numaralarını ve buna benzer bir çok şey yapabilirler. Günümüz teknolojisi bunu engelleyecek bir çok program üretmiştir.

Yazılım Tespit Engelleyiciler

Bu Truva atları makinenizi koruyan popüler antivirüs ve firewall yazılımlarının çalışmalarını engelleyerek saldırganın sisteminize erişimine olanak tanır. Yukarıda belirtilen Truva atı tiplerinden birini ya da birkaçını birden içerecek yapıda olabilir.

Solucanlar

Bilgisayar solucanları çoğalan, bağımsız şekilde çalışabilen ve ağ bağlantıları üzerinde hareket edebilen programlardır. Virüs ve solucanlar arasındaki temel fark çoğalma ve yayılma yöntemleridir. Bir virüs çalışmak için konak ya da önyükleme sektörü dosyalarına ihtiyaç duyarken, makineler arası yayılım için gene taşıyıcı dosyalara gereksinim duyar. Oysa solucanlar kendi başlarına bağımsız şekilde çalışabilir ve bir taşıyıcı dosyaya ihtiyaç duymadan ağ bağlantıları üzerinde yayılabilirler. Solucanların yarattığı güvenlik tehditleri bir virüsünküne eşittir. Solucanlar sisteminizdeki elzem dosyaları tahrip etmek, makinenizi büyük ölçüde yavaşlatmak ve bazı gerekli programların çökmesine neden olmak gibi bütün olası zararları yaratabilme yeteneğindedirler. MS-Blaster ve Sasser solucanları en tanınış solucanlara örnektirler.

Casus yazılımlar

Casus yazılımlar, reklam destekli yazılımları nitelemekte kullanılan diğer bir terimdir. Paylaşılan yazılımları üreten yazarlar, program içerisinde reklam yayınlatarak ürünü kulanıcıya satmadan da para kazanabilirler. Piyasadaki birçok büyük media şirketi yazarlara reklam bantlarını yazılımlarına yerleştirmelerini önerir ve reklam bantları sayesinde satılan her ürün için belirli bir oranda komisyon vermeyi vaat eder. Eğer kullanıcı yazılımdaki reklam bantlarını can sıkıcı buluyorsa, lisans ücretini ödediği takdirde banttan kurtulmanın imkânına erişir. Bu bantları üreten reklam şirketleri, ek olarak internet bağlantınızı sürekli kullanarak internet kullanımınıza ait istatistiki bilgileri sizin bilginiz dahilinde olmadan reklam verenlere gönderen bazı izleme programlarını sisteminize yüklerler. Yazılımlara ait gizlilik politikalarında hassas ve tanımlayıcı verilerin sisteminizden toplanmadığı ve kimliğinizin belli olmayacağı belirtilse de kişisel bilgisayarınızı bir sunucu gibi çalışarak size ait bilgileri ve internet kullanımınıza ait alışkanlıklarınızı 3. kişi ya da kurumlara göndermektedir.

Casus yazılımlar ayrıca bilgisayarınızı yavaşlatmakla, işlemci gücünün bir kısmını kullanmakla, uygunsuz zamanlarda sinir bozucu pop-up pencereleri ekrana getirmekle ve anasayfanızı değiştirmek gibi İnternet tarayıcısı ayarlarınızı değiştirmekle ünlüdürler. Ek olarak yasal olmayan bu tür yazılımlar büyük bir güvenlik tehditi oluşturmakta ve sisteminizden temizlenmelerinin hayli güç olması virüsler kadar baş belası olabileceklerini açıkça göstermektedir.


DHCP (DINAMIK HOST YAPILANDIRMA PROTOKOLU)

BOOTP disksiz client lerde start edildigi zaman TCP/IP yapilandirilmasi otomatik olarak yapilir. DHCP protokolu BOOTP protokolunun devamidir. DHCP , Dhcp kullanmak uzere yapilandirilmis bilgisayarlara merkezi ve otomatik olarak ip adresi atanmasi ile tcp/ip bilgilerinin yapilandirilmasini saglar.ve bunlarin yonetilmesini saglar. DHCP nin uygulanmasi manuel olarak ip adresinin verilmesi nedeniyle ortaya cikan bazi problemlerin elimine edilmesini saglar.

DHCP client'i her start ettigi zaman bir DHCP sunucusundan IP adresi bilgisi ister.Bu istek sunlari icerir.

IP adresi

Subnet Mask

İstege bagli secmeli degerler; Default gateway, dns sunucusu ve netbios isim sunucusu(WINS) adresi gibi.

DHCP sunucusu bu istegi aldigi zaman İp adresi isteyen client'e kiralamak uzere database'inde tanimlanmis olan adres pool'unda tanimlanmis ip adres bilgilerinden birini secer ve isteyen client'e teklif eder. Eger client bu teklifi kabul ederse ip adresi bilgisi belli bir zaman periyodu icin bu cliente kiralanir.

Eger DHCp sunucusu ip adres pool'unda client'e kiralanabilecek bir ip adresi bilgisi yoksa , client tcp/ip ile yapilandirilamaz ,ve tcp/ip networkunu kullanamaz.

EL ILE VE OTOMATİK TCP/IP YAPILANDIRMASI:

DHCP sunucusu kullanarak yapilandirmanin faydalarini anlamak için
TCP/IP YAPILANDIRMASININ MANUEL OLARAK YAPILMASI:

Manuel olarak ip adresinini verilmesinden meydana gelen sorunlar;

1. kullanici network yöneticisinden dogru ip adresi almak yerine kolaylikla rastgele bir ip adresi kullanabilir. Yanlis bir adres kullanarak kaynagi cok izlenebilen bir network sorununa sebep olabilir.

2. ip adresini , subnet maskini veya default gateway'i yanlis yazmasi haberlesmede sorunlar meydana getirir.default gateway'i veya subnet maski yanlis yazmasi ip adresi cakismasina neden olabilir.

3. bilgisayarin bir subnet den diger subnete sık sık yer degistirmesi halinde yonetim maliyetini arttirmakta ve surekli yapilandirmaya mudahele gerekmektedir. Ornegin yeri degistirilen bilgisayarin yeni tasindigi yerde haberlesebilmesi için ip adresi ve subnet maski degistirilmelidir.

TCP/IP YAPILANDIRMASININ OTOMATIK OLARAK YAPILMASI :

DHCP kullanarak otomatik olarak IP yapılandirması yapıldıginda ;

1. kullanicilar ip adresi yapilandirmasinda gerekli olan ip adresi bilgisi icin network yonetici mudahelesine gerek

duymazlar.DHCP sunucusu clientlerin ip yapılandirmasi için gerekli olan tüm ip adresi yapilandirma bilgisini otomatik olarak saglarlar.

2. DHCP sunucusunun sagladıgı dogru kurulum bilgisi dogru yapilandirmadan emin olmayi saglar. Network problemlerini izleme sorununun bircogunu elimine edecektir.

DHCP NASIL CALISIR ?

DHCP sunucusu DHCP clientini dort asamada yapilandirir;

IP kiralama istegi;
Client broadcast yolu ile network deki DHCP sunucularina beli sure kiarlamak için ip adresi bilgisi istegi gonderir.

IP kiralama teklifi;
İstegi alan tum DHCP sunuculari uygun olan ip adresi kiralama teklifini client'e sunarlar.

Kiralanacak Ip secimi;
Client(istemci) broadcast yolu ile DHCP sunucularindan aldigi ilk belli sure icin ip adresi kiralama teklifinden uygun ip adresleme bilgisini secer

IP kiralama onayi;
İstege cevap veren DHCP sunucusu disindaki diger DHCP sunuculari tekliflerini geri alir. İp adresleme bilgisi istemciye tahsis edilir ve istemciye onay gönderirlir.

İstemci Tcp/Ip protokolunu baslatmayi ve yapilandirmayi bitirir. Otomatik kurulum islemi tmamalandiginda istemci TCP/IP servislerini ile yardimci araclarini normal network haberlesmesi ve diger hostlarla iletisim kurmak için kullanabilir.